Monday, September 3, 2012

BONsai SANATI




Yalova’nın Çiftlikköy girişinde Bonsai Sanatı diye bir bahçe ile karşılaşıyoruz. Tam gaz giderken Bonsai ve Sanat kelimelerini yan yana görmemiz hızımızı kesip durmamız için yeter de artar bir sebep. Yardımcı olmak amacıyla Ayşe teyze karşılıyor bizi. Sesinde, yüzünde içten bir hoş geldiniz ile. Nasıl yardımcı olabileceğini soruyor? İlgimizi çektiğini söylüyoruz. Aslında,  ben bonsaileri çok seviyorum hem de çoook diye zıplarken içim. Konuştukça Ayşe Teyze’nin bonsai sanatına olan aşkını, sevgisini, şefkatini fark ediyorum. Bu sevgiyi hissettikçe içimdeki zıplangıç hızlanıyor.
Bonsai sanatı bir çok farklı ağaç türüne şekil verilerek uygulanıyor. Meyve ağaçları dışında odunsu olan her ağaç türünde bonsai yapılıyor. Bonsai sanatı derin bir kültürü olan emek isteyen bir süreç. Çam, sedir, ardıç ağaçlarına, fikuslara öyle ince, öyle estetik şekiller verilmiş ki bakmalara doyamıyorum. Ağaçların çoğu 8-9 yaşındalar.  Yani bu güzellikler yılların emeğinin ürünü. Genç olanlarının dallarına şekiller verilmek üzere teller sarılmış. Fidanlar, budama ve çeşitli yöntemlerle bonsai haline getirilmiş. Ayşe Teyze ve bu bahçenin sahibi Hasan Şimşek birlikte 12 senedir kendi sevgileriyle şekillendirmişler ağaçları. Sevgi görünmez ya hani ama Ayşe Teyze’nin anlattıklarında hissediyorsunuz onun ağaçları, çiçekleri ne kadar da sevdiğini. 4 sene öncesine kadar ev hanımı olan ama bu sevgisi uzun yıllara dayanan Ayşe Teyze’miz anlatıyor ağaçlarını. “ Onlar çocuk gibidir. İlk yaşları zordur. Daha çok emek, ilgi ve tutarlılık isterler bu yaşlarda.  Terlerse terini alırsın, acıkırsa beslersin. Ne çok sıcak isterler, ne de çok soğuk. Her biri kendine göredir. Seversin, gözün gibi bakarsın. Ama biraz büyüyünce güçlenirler. Verdiğin şekillerin dışında kendi şekilleriyle harmanlanırlar. Kökleri daha güçlüdür ve artık daha bir köklenerek uzanırlar gökyüzüne”. Sonra fikusları gösteriyor. “Hele şunlar sevgi arsızıdır. Eğer odaya girip onlara yüz vermeye gör hemen küserler. Öyle ihtiyaçları vardır ki sevilmeye. Ama verdiğiniz sevgiyi yansıtırlar size. Yeşiline can verir sizin sevginiz”. O an kendi içime dönüyorum ve soruyorum. Hangimiz fikus değiliz ki fetusluğumuzdan bu yana? Kim ki sevgiye muhtaç olmayan ve sevgiyi yansıtmak istemeyen? Var olan boşlukları sevgi doldursun yeter ki.  Ve biz yansıtalım sevgiyi daha bir tomurcuklanarak. Seviyorum.

 


Ayşe Teyze ve sevgi arsızı Fikusları

No comments:

Post a Comment