Yalova’nın
Çiftlikköy girişinde Bonsai Sanatı diye bir bahçe ile karşılaşıyoruz. Tam gaz
giderken Bonsai ve Sanat kelimelerini yan yana görmemiz hızımızı kesip durmamız
için yeter de artar bir sebep. Yardımcı olmak amacıyla Ayşe teyze karşılıyor
bizi. Sesinde, yüzünde içten bir hoş geldiniz ile. Nasıl yardımcı olabileceğini soruyor? İlgimizi çektiğini söylüyoruz. Aslında, ben bonsaileri çok seviyorum hem de çoook
diye zıplarken içim. Konuştukça Ayşe Teyze’nin bonsai sanatına olan
aşkını, sevgisini, şefkatini fark ediyorum. Bu sevgiyi hissettikçe içimdeki
zıplangıç hızlanıyor.
Bonsai sanatı bir çok farklı ağaç türüne şekil verilerek
uygulanıyor. Meyve ağaçları dışında odunsu olan her ağaç türünde bonsai
yapılıyor. Bonsai sanatı derin bir kültürü olan emek isteyen bir süreç. Çam,
sedir, ardıç ağaçlarına, fikuslara öyle ince, öyle estetik şekiller verilmiş ki
bakmalara doyamıyorum. Ağaçların çoğu 8-9 yaşındalar. Yani bu güzellikler yılların emeğinin ürünü.
Genç olanlarının dallarına şekiller verilmek üzere teller sarılmış. Fidanlar, budama
ve çeşitli yöntemlerle bonsai haline getirilmiş. Ayşe Teyze ve bu bahçenin
sahibi Hasan Şimşek birlikte 12 senedir kendi sevgileriyle şekillendirmişler
ağaçları. Sevgi görünmez ya hani ama Ayşe Teyze’nin anlattıklarında
hissediyorsunuz onun ağaçları, çiçekleri ne kadar da sevdiğini. 4 sene öncesine
kadar ev hanımı olan ama bu sevgisi uzun yıllara dayanan Ayşe Teyze’miz
anlatıyor ağaçlarını. “ Onlar çocuk gibidir. İlk yaşları zordur. Daha çok emek,
ilgi ve tutarlılık isterler bu yaşlarda.
Terlerse terini alırsın, acıkırsa beslersin. Ne çok sıcak isterler, ne de
çok soğuk. Her biri kendine göredir. Seversin, gözün gibi bakarsın. Ama biraz
büyüyünce güçlenirler. Verdiğin şekillerin dışında kendi şekilleriyle
harmanlanırlar. Kökleri daha güçlüdür ve artık daha bir köklenerek uzanırlar
gökyüzüne”. Sonra fikusları gösteriyor. “Hele şunlar sevgi arsızıdır. Eğer
odaya girip onlara yüz vermeye gör hemen küserler. Öyle ihtiyaçları vardır ki
sevilmeye. Ama verdiğiniz sevgiyi yansıtırlar size. Yeşiline can verir sizin
sevginiz”. O an kendi içime dönüyorum ve soruyorum. Hangimiz fikus değiliz ki
fetusluğumuzdan bu yana? Kim ki sevgiye muhtaç olmayan ve sevgiyi yansıtmak
istemeyen? Var olan boşlukları sevgi doldursun yeter ki. Ve biz yansıtalım sevgiyi daha bir
tomurcuklanarak. Seviyorum.
Ayşe Teyze ve sevgi arsızı Fikusları |
No comments:
Post a Comment