Wednesday, September 5, 2012

BiR ÇOCUğun GÖZBEBEKLERİNDEN İÇERi



Ego otobüsüne bindim. İçerisi bir sürü yaşlı dolu. Tüm koltukları kaplamışlar. Evet ya şu an tam da o an koltuk kılıfı gibiler. O kadar yaşanmışlıkları, anıları...var belki ama bu koşuşturmacanın içinde cansız gibiler. Sanki yitip gitmiş anıları çarkların içinde, ezilip sönmüş canları. Ne işiniz var burada bu yaşta diye bağırasım var otobüsün içinde. Derken bir amcanın yanında oturan torun çocuk ilişiyor gözüme. Gözlerini kapatıyor birlikte hayal kurmak istercesine.


O hayal kurarken ben de yüzümü kanıma dokunan otobüsün iç görüntüsünden cama çeviriyorum ve dışarıyı izliyorum. Bir sıra bakanlığın önünden geçerken her binanın yıkıldığı yerinde de ağaçların bittiği canlanıyor gözümde. İşte o zaman otobüsün içine bakıyorum. Can geliyor, renk geliyor bizim teyzelerin, amcaların yüzüne.
 
Aslında derdim onlarla değil derdim bürokrasi, sistem ve sistem içindeki koşuşturmacalarla.




1 comment:

  1. Gözlerini açmışlar askerlik, gözlerimi açmışlar evlilik, gözlerini açmışlar karın tokluğuna koşturmaca, gözlerine açmışlar çocuk büyüt evlendir, yaşlan sonra da bir kenara itil ...

    kendi için de bir keşifleri olmayınca dışlarında kini de keşfetme heyecanı kalmayınca, senin gördüğün görüntüler oluşuyor :(

    Fakat bi fikrim var, artık senin gibi keşif (beden-zihin-ruh) rehberleri var :)

    Yuppi , yaşlılığımız artık daha anlamlı :):)

    Sevgiler saygılar;)

    ReplyDelete