TEKAMÜL SÜRECİMİZ HAYROLA
TÜM ŞERLER DEFOLA
ÖYLE BİR HİS Kİ BU
TÜM NEFRETLER, ACILAR, ÖFKELER AŞK ola!
Kim bilir kimler var hayatımda, özümde, genimde, tenimde...? Kimlerin acılarını, sevinçlerini, öfkelerini, sevgilerini, nefretlerini, aşklarını, kavuşmalarını, ayrılışlarını taşıyorum. Nasıl ki fiziksel bedenimde tezahür ediyorsa bu eşleşmelerin, çiftleşmelerin izleri duygusal bedenimde de tezahür ediyor.
Gidebilsen kaç kuşak öteye gidebilirsin diyor ışıl ışıl gözleriyle Emel Farz. O anda inmeye başlıyorum köklerime. Gidebilsem, hikayelerini toplasam kaç kuşak öteye gidebilirim. Şimdiki ödevim yaşam ve aile ağacımı çıkarmak Hayatımın en anlamlı ve heyecanlı ödevi. Köklerime onun da köklerine gitmek.
Her kökün süreci bir meyve ile başlamış. Kim bilir hangi topraklarda, hangi diyarlarda çatlayan bir tohum. Ya tohumun içinde taşıdığı öz ve bilgiler. İçinde taşıyor hangi ağaca dönüşeceği, meyvelerinin nasıl kokacağı, çiçeklerinin ne renk açacağı bilgisini.
Ya benim içimdeki tohum. Hangi özleri taşıyor, hangi bilgileri, hangi idraki taşıyor? Ne canlar, kanlar, ne yaralar, ne izler, ne varoluşlar, ne yokoluşlar taşıyor?
Gittikçe gidiyorum. Annemin annesi babası, onların annesi babası, onların da annesi babası derken...wooow.Tüm bilgeliğiyle sonsuza uzanan dev bir ağaç.
Hop bu ağacı izlerken tam tepeme bir meyve düşüyor. Tam tepeme, aklıma, idrak noktama. İdrak ediyorum ne yüce bir varoluş içerisinde olduğumuzu. ( Binlerce teşekkürler içime işleyen o idrak tohumu için Emel Farz)
Ve daha iyi anlıyorum gözlerimden karşımda duran ruhun içine dokunan ışığın taa nerelerden geldiğini...
Ben çok çok çoook uzak yollardan gelen bir yolcuyum arkadaş. Sonsuz sonsuz yollar, canlar, ruhlar, bedenler
Tekamül sürecimiz hayrola
Tüm şerler defola
Öyle bir his ki bu
Tüm nefretler, acılar, öfkeler AŞK ola
TÜM ŞERLER DEFOLA
ÖYLE BİR HİS Kİ BU
TÜM NEFRETLER, ACILAR, ÖFKELER AŞK ola!
Kim bilir kimler var hayatımda, özümde, genimde, tenimde...? Kimlerin acılarını, sevinçlerini, öfkelerini, sevgilerini, nefretlerini, aşklarını, kavuşmalarını, ayrılışlarını taşıyorum. Nasıl ki fiziksel bedenimde tezahür ediyorsa bu eşleşmelerin, çiftleşmelerin izleri duygusal bedenimde de tezahür ediyor.
Gidebilsen kaç kuşak öteye gidebilirsin diyor ışıl ışıl gözleriyle Emel Farz. O anda inmeye başlıyorum köklerime. Gidebilsem, hikayelerini toplasam kaç kuşak öteye gidebilirim. Şimdiki ödevim yaşam ve aile ağacımı çıkarmak Hayatımın en anlamlı ve heyecanlı ödevi. Köklerime onun da köklerine gitmek.
Her kökün süreci bir meyve ile başlamış. Kim bilir hangi topraklarda, hangi diyarlarda çatlayan bir tohum. Ya tohumun içinde taşıdığı öz ve bilgiler. İçinde taşıyor hangi ağaca dönüşeceği, meyvelerinin nasıl kokacağı, çiçeklerinin ne renk açacağı bilgisini.
Ya benim içimdeki tohum. Hangi özleri taşıyor, hangi bilgileri, hangi idraki taşıyor? Ne canlar, kanlar, ne yaralar, ne izler, ne varoluşlar, ne yokoluşlar taşıyor?
Gittikçe gidiyorum. Annemin annesi babası, onların annesi babası, onların da annesi babası derken...wooow.Tüm bilgeliğiyle sonsuza uzanan dev bir ağaç.
Hop bu ağacı izlerken tam tepeme bir meyve düşüyor. Tam tepeme, aklıma, idrak noktama. İdrak ediyorum ne yüce bir varoluş içerisinde olduğumuzu. ( Binlerce teşekkürler içime işleyen o idrak tohumu için Emel Farz)
Ve daha iyi anlıyorum gözlerimden karşımda duran ruhun içine dokunan ışığın taa nerelerden geldiğini...
Ben çok çok çoook uzak yollardan gelen bir yolcuyum arkadaş. Sonsuz sonsuz yollar, canlar, ruhlar, bedenler
Tekamül sürecimiz hayrola
Tüm şerler defola
Öyle bir his ki bu
Tüm nefretler, acılar, öfkeler AŞK ola